Hakan Vreskala
Gig Seeker Pro

Hakan Vreskala

İzmir, İzmir, Turkey | INDIE

İzmir, İzmir, Turkey | INDIE
Band World Folk

Calendar

This band has not uploaded any videos
This band has not uploaded any videos

Music

Press


"Stockholm Köyün Delisi (The Village Idiot of Stockholm)"

EKIM ÇAGLAR

Like tusuna basiyorum. Paylasiyorum. Biraz da gururlaniyorum tabii. Simdi önümde oturuyor ve bir sekilde bu söylesiyi yapmaya çalisiyoruz. Kolay degil, müzisyen Hakan Vreskala yeni albümünü (Her Köyde Bir Deli Var) çikarmis ve ben bir röportaj yapmak istedim. Ama ayni zamanda arkadasim oldugu için biraz tuhaf bir durum. Çok saçma bile diyebiliriz.

>> Hakan, simdi biz tanisiyoruz ama baskalarina kendini nasil tanitmak istersin?
Oh, eyvallah. Haydi bakalim. Müzisyenim, babayim, solcuyum. Bu kadar. Baska da bir sey yok aslinda. En önde gelen kimliklerim bunlar.

>> Bu konu hakkinda konusmaya pek niyetli degilsin galiba. Seni müziginle taniyalim o halde. Yeni albümde yer alan ‘Dagilin Lan’ parçasinin sözleri sanki bir miting konusmasi gibi yazilmis. Içerigi nedir bu manifestonun?
Aslinda ‘Dagilin Lan’ son kullanma tarihi en kisa olan parçam. Niye, çünkü Türkiye’de gündem çok çabuk degisiyor. Parçada Gülen cemaatinden Çankaya’ya, bütün güç odaklarini kendimce elestiriyorum. Herkesin bir saf bulma arayisi var. Kendine saf bulamayan insanlari veya buldugu safta tutunamayan insanlari veya buldugu safa kendini yediremeyen insanlara ulasmaya çalisan bir parça. Ama bu ayni zamanda bir cinnet manifestosu. Siyasal bilincin getirdigi nefretin de bir sekilde ortaya koyulmasi gerekiyor. Ben bunu elimden geldigi kadar pozitif olarak ortaya koymaya çalistim, ama bu benim kisisel cinnetimdir. Aklima gelenleri, dost sohbetlerinde ve içki sofralarinda konustugumuzu, sabahtan aksama kadar düsündügümüz her seyi kelime kelime ifade etmek, edebilmek benim için çok önemliydi.

NAIF VE ÇEKINGEN SÖZLER
>> Felsefeye ve varolusçuluga yakin duran bir sarki da yaptin. ‘Her Köyde Bir Deli Var’ ne anlama geliyor?
Deli nedir? Su anda senin gibi benim gibi bu parçayi yapan insan gibi düsünüyorsan, alternatif bir dünyayi savunuyorsan delisin ”ha ha ha”. Ikincisi de, ”yalniz degilsin, umut var, her köyde bir deli var” ironisi, yani o kadar da yalniz degilsin. Merak etme, hiç kimse yoksa bile her köyde bir deli var. Çok naif bir parça. Yavas bir mizah. Naif ve çekingen sözler. Yine pozitif, çok pozitif. Mesela bir spoken word (Rap müzik teknigi) kismi var, o formu bulmasi da ilginç oldu. Parçada söylemek istedigim çok sey vardi, böyle bir sey girdi. En büyük kâbusum zaten “ne tarz müzik yapiyorsun” diye sorulmasi. Allah’tan daha soran olmadi.

>>Hakan, ne tarz müzik yapiyorsun?
He, tesekkürler. Ben bilsem ne tarz müzik yaptigimi...

>> Bu niye hep böyle? Antifasist ortamlarda bile seni etnik kimlikle tanitiyorlar Isveç’teki konserlerinde…
Basli basina bir sorun. Burada ne yaparsan yap, yaptigim ne olursa olsun müzigin dünya müzigi olarak adlandiriliyor. O da bir sorun. Türkiye’de zaten dünya müzigine etnik müzik diyorlar, sana öyle söyleyeyim. Bir Türk müzik yapinca ”Türk müzigi” oluyor. Reggae yapsam bile Türk müzigi oluyor. Burada benim aldigim tepki böyle. Benim müzisyen arkadaslarimda bile bunu gördüm. Reggae çaliyoruz, baterist arkadas sürekli ”ben Türk müzigi bilmiyorum, ne yapacagiz?” diyor. Kaydin ortasinda adam hala ”Türk müzigi” diyor. Beni Isveç´e yönelik müzik yapmaktan sogutan seyler bunlar oldu. Belli bir kotanin ötesine gidemezsin ve bir yerden sonra bir sembiyoz olusuyor, sen de o kotaya çalisiyorsun.

HIÇBIR YERE AIT DEGILIZ

>> Kendini pek Isveçli olarak hissetmiyorsun o zaman?
Bizim sorunumuz zaten hiç bir yere ait olmamamiz. Bizi sadece biz anlariz, on bin kisi arada kalmisiz, ne Türkiye’deyiz ne Isveç’teyiz.

>> Türkiye’ye temelli dönüs yapmayi düsünüyor musun?
Isin gerçegi su, burada da sürünüyoruz, orada da sürünüyoruz ama illa bir yerde sürüneceksem Türkiye’de sürünmeyi tercih ederim. Türkiye’de sürünmek daha keyifli ya. Ki büyük bir ihtimalle öyle olacak.
Yine güldük. Ironi yapacagini yapti. Bu adam deli iste, bizim Stockholm köyünün delisi.

"ZATEN KENDIM IÇIN YAPIYORUM"
Bu manifestonun nasil karsilanacagi tam olarak belli degil. ”Provokatifsin” demenin anlami yok. ”Zaten kendim için yapiyorum” diyor müzigi hakkinda. Isveç’te Kraliyet Müzik Konservatuari okumus ve burada sayisiz konser vermis, ama bu sefer albüm tamamen Türkiye’ye yönelik. Subat ayinda küçük bir Türkiye turnesi yapacak ve dinleyici kitlesiyle tekrar bulusacak.

"BEN FIKIRLERIMI SEÇTIM, MILLIYETIMI SEÇMEDIM"
Cappuccinolar bitiyor. Kar yagiyor. Bir persembe aksami, Stockholm’un son açik kafesi olabilir bulundugumuz yer. Disarisi eksi 15 derece. Tuhaf bir yer burasi. Hakan on senelik Isveç macerasindan sonra bu konulara deginiyor. 30 Kasim’da Hakan’in bir konserine gittim. Sahnede ”Dolmanin günü” diye bir pankart vardi. Neo-nazilerin kutladigi XII. Karl’in ölüm yildönümünde bu sene irkçiliga karsi olanlar da senlik düzenliyordu. Isveç’in çok kültürlü bir toplum oldugu vurgulaniyordu. Hani dolma yemegini eski kral Osmanli’dan alip Isveç’e getirdi ya. Hakan’in ”Türk” olarak tanitilmasina sonradan çok güldük zaten. Nasil olur? Bu adamin mantrasi çünkü ”ben fikirlerimi seçtim, milliyetimi seçmedim”.

HAKAN VRE - Birgün


"Hakan Vreskala Ile Ilk Albümü “Her Köyde Bir Deli Var” Hakkinda Konustuk"

Hakan Vreskala Ile Ilk Albümü “Her Köyde Bir Deli Var” Hakkinda Konustuk
Posted on 15/02/2012 by Seden Mestan

Hakan Vreskala Her Köyde Bir Deli Var adli ilk albümünün lansman konseri için 15 Subat aksami Istanbul’da, Ghetto sahnesinde olacak. 16'sinda da Hakan Vreskala ve ekibi Ankara’ya, Nefes’e geçecekler. Hakan Vreskala cephesinden bu kadar güzel haberler gelince ne olur bitiyor bir yoklayalim dedik ve kendisine ilk albümü Her Köyde Bir Deli Var hakkinda birkaç soru yönelttik.

Albüme “Her Köyde Bir Deli Var” adini koymaya nasil karar verdin? Hikayesi nedir?

Albümün adi aslinda “Dagilin Lan” olacakti ama sinirlerime hakim olup daha nüansli bir parça olan “Her Köyde Bir Deli Var”i seçtim. Parçanin temasi yalnizlik… Hayata farkli yerlerden bakan insanlarin hissettigi tek basinalik… Yasam tarzi ve seçimlerini dogalinda yasayabilmek yerine, her zaman her yerde savunma geregi hissetmek üzerine… Sözler biraz melankolik, biraz isyankar ama “spoken Word”e kayan kisimlarinda umut tasiyor. Bazilarinin kültürel, bazilarinin insanlik olarak algilayabilecegi, hayatta insana umut veren küçük detaylari isleyip ironik olarak söylenen sözler: Takma, inanma, teslim olma, yalniz degilsin, umut var, her köyde bir deli var…

Albümün kayit sürecinden bahsedebilir misin? Albümdeki parçalar nasil olustu? Parçalari nerede, ne sekilde kaydettiniz?

Kayitlara bir seneyi askin, bilfiil devam ettim. Albümün yarisini ben evimde kaydettim. Vurmalilari, baterileri, kolay tuslulari kendim çaldim. Sonra geri kalanini videolarda görüldügü gibi grupla birlikte, canli hücum kayit seklinde yaptik. Ama sözler ve müzik ile iki yildir ugrasiyorum diyebilirim

Sarki yazma sürecinde seni en çok neler etkiliyor? Seni tetikleyen ya da sende sarki yapma ihtiyaci yaratan durumlar, olaylar neler?

Hayatin tüm dinamikleri aslinda… Benim Isveç’te yaptigim tek kisilik bir gösterim var. Müzik, mizah ve anlatim agirlikli… O gösteriyi tanitirken hayatin kendisi kadar komik ve politik diye tanitiyordum. Bu albüm de öyle aslinda. Ama algida seçicilik en fazla politik yanina odaklaniyor sanirim. Aklima geleni sansürsüz söylemenin, kendimi en iyi ifade etme biçimi olduguna inandigim için parçalarin bazisi politik olarak algilaniyor sanirim. Bence politik olan ben degilim, ana akim müzik sektörünün karakteri apolitik.

Albüm yayinlandiktan sonra konser ve turne programin nasil bir hal alacak? Seni Istanbul’da daha sik izleyebilecek miyiz?

Su an 15 Subat Ghetto’daki lansman partisine hazirlaniyoruz. Ardindan 16 Subat’ta Ankara Nefes’te verecegimiz konser var… Isveç’e geri dönmeden Istanbul’da bir konser daha verme fikri var. Bakalim ne olacak… Istanbul’dan iki-üç aydan fazla uzak kalmak istemiyorum dogrusu…

15 Subat’ta Istanbul’da albüm lansman konserin olacak. Konsere geleceklere neler söylemek istersin?

Karsilarinda duygu ve teknik olarak çok donanimli bir grup bulacaklar. Yanimda gelen yol arkadaslarimin hepsi inanilmaz güzel insanlar ve basarili müzikal karakterler. Biz çalarken çok egleniyoruz sanirim. Bu da dinleyiciye yansiyor. Parçalara her performansta yeni bir ruh veriyoruz. Bu deneyime tanik olunmasini öneririm. - Bant Magazine


"Bizim Köyün Delisi"

Son zamanlarda Facebook’ta dolanan bir video var. Küçük bir odanin içinde uzun saçli, sakalli, gençten bir adam, kafasini kizdiran kim varsa sayip döküp, hepsine “Dagilin lan, dagilin!” diyor. Etrafini farkli ülkelerden geldikleri belli bir dolu müzisyen sarmis. Davullar, trompetler, gitarlar, saksafonlar, darbukalarla bir cümbüs hali gidiyor.

Müzik bir acayip. Rap desem degil, caz desem degil, rock desem degil. Cazli rapli eklektik oryantal multi-kulti punk gibi bir sey. Söyleyenin adi da Hakan Vreskala. Peki kim bu öfkeli adam?

KOMPLE MÜZISYEN
Hakan, Izmir dogumlu, baba tarafi Makedonya’dan göçmüs bir ailenin oglu. Dogustan zipir zipir, hiperaktif, ergenlikten solcu… Çoluk çocuk sahibi “kocaman adam” olmus ama zipirlik, solculuk baki kalmis.

Bornova Anadolu Lisesi’ndeyken, dönemin modasi okul “boy band”inde bateri çalmis. Liseden sonra sonra kankasindan ayrilmamak için jeofizik nedir onu bile bilmeden, ek kontenjanla ITÜ Jeofizik Mühendisligi’ne girmis. Haliyle okuldaki performansi da pek iç açici olmamis. Birakip, müzik okumak için Isveç’e yerlesmis. Kraliyet Müzik Konservatuari’na girmis, zaman yetersizliginden onu da birakmis. Yani aslinda okullu degil alayli ama “komple müzisyen” dedigimiz tayfadan.

Hakan, 2000’lerin ortalarinda Deniz Cuylan ve Selen Hünerli’yle kurduklari Norrda’nin perküsyonlarini çaliyordu. Meraklilarinin kendisiyle tanismasi da o zamanlara rast gelir kanimca. Sonra Istanbul’un gece hayatini Isveç’e tasiyan Klubb East’n’bul’un babasi oldu. Sivan Perver’in orkestrasinda vurmali çalgilar ondan soruldu. Arada Isveç’teki Türk, Kürt, Süryani, Roman dügünlerinde çaldi, müzikal yapti, turneye çikti, Stockholm’ün -10 derecelik soguklarinda sokakta çaldi.

“HER KÖYDE BIR DELI VAR” GELIYOR
En sonunda sarki yazabildigini ve söyleyebildigini de kesfetti. Dedim ya, “komple müzisyen” diye. Bu Cuma günü de Hakan’in albümü çikiyor. Adi, “Her Köyde Bir Deli Var”. 15 Subat’ta da Ghetto’da bir konser verecek.

Hakan, albümü biraz “adet yerini bulsun” diye çikariyor. “Albüm detay aslinda, yani kendim için çikariyorum, emegimin karsiligini görmek için” diyor. Hatta hazirlik süreci beklediginden uzun sürünce, dayanamamis sarkilarin bazilarini YouTube’a yüklemis.

ISTE VRESKALA'NIN ALBÜMÜNE ADINI VEREN SARKISI / WEB TV

POLITIK SARKILAR YAZIYOR AMA “POLITIK SARKICI” DEGIL
Hakan’in öyle büyük kitlelere seslenmek, çok büyük paralar kazanmak gibi amaçlari da yok. Zaten yaptigi müzikle ve yazdigi sözlerle milyonlari pesinden sürüklemeyeceginin de farkinda. Zira üzerine “politik sarkici” yaftasinin yapistirilmasini istemese de “ergenlikten solcu” tavrini çok net bir sekilde müziginde koyuyor ortaya.

Sarkilarinda hep, hayatla bir derdi olan, sürüden ayrilmislarin yalnizligi var. Hatta teknolojinin imkanlariyla Istanbul’dan Stockholm’e yaptigimiz sohbette kendi agziyla da söyledi. Sarkilarini da kendisi gibi düsünen ve ayni yalnizligi hissedenlere hitaben yaziyor. Hatta albüme adini veren “Her Köyde Bir Deli Var”in açilisina “kendini yalniz hissediyorsan” diye bir dize bile yazmis.

TÜRKÇE, KÜRTÇE, ISVEÇÇE
Sarki sözleri demisken, Hakan’in ilk tanindigi solo sarkisi, yari Kürtçe yari Türkçe Kürdî Nizanim. Bir zamanlar asik oldugu Kürt sevgilisine yazilmis, tatli bir hikaye. “Yasasin halklarin sevgililigi” diye bas bas bagiriyor. Bir de Isveççe söyledigi Blocket var. Blocket.se, Isveç’te çok meshur bir kiralik ev ve ikinci el esya bulma sitesiymis, sarki da Hakan’in 10 sene önce Isveç’e ilk gittiginde yersiz yurtsuz geçirdigi günleri anlatiyormus.

En basta da bahsettigim gibi, “Dagilin Lan”in sözleri ise çok daha sert. Hakan “Cinnet geçiriyorum” diye baslamis ardindan tabir-i caizse “alayina gider yapmis”. Müzigini su ana kadar kendisi gibi düsünenler dinledigi için sikinti olmamis ama albüm çikinca illa ki baskalari da duyacak.

“Kafani kizdiran herkese biraz çatmissin. Insanlar bu sözleri duyunca ya çok sevecek ya da nefret edecek. Türkiye’de bunun rahatsizlik yaratmasindan endise etmiyor musun?” diye soruyorum. Hakan, “Etmez olur muyum? Ilk günden beri kafamda bu var. Özellikle de annemin tepkisinden korkuyordum. Ama sarkilar onun onayindan geçtiginden beri daha rahatim” diye yanit veriyor gülerek.

GÜZEL ISLER, GÜZEL INSANLAR
Ancak bütün bu kizginligina ragmen sarkilarinda hep bir nese var. Hakan, “O neseyi elde etmek biraz zor oluyor tabii” diyor, “Ancak asil güzel tarafi, ben bu ise basladigimdan beri yolum hep güzel insanlarla kesisti. Birlikte çalistiklarim, müzigimi dinleyenler hep güzel insanlardi. Onlardan aldigim olumlu tepkiler sayesinde olumsuzluklar pek de umurumda olmuyor.”

“Isveç’te yasiyor olmak müziginde ne kadar etkili?” diye de soruyorum. En basta göçmen olmanin her türlü agirligini üzerinde tasidigini anlatiyor. Daha da önemlisi Türkiye’den uzak oldugu için siyasi görüslerinin daha tutkulu oldugunu söylüyor:

“Türkiye’de daha aktivisttim. Ama o zamanlar yaptigim sey sokak siyasetiydi. Bugün daha farkli bir yoldan siyaset yapiyorum. Ama bir yandan da - Hürriyet


"Sarki Yapma Sebebim Nefret Dalgasini Kirmak"

‘Xezala min, delala min, ez kurdî nizanim’ diye kirik bir Kürtçe’yle baslayip, hafif aksanli devam ediyor: “Türk Kürt kardes falan degil, ayan beyan sevgilidir. Ayiran kalles degil ancak hayatin tam da kendisidir… Her öpüsmemiz daraltacak, irkçiya fasiste dünyayi. Kudurup köpürseler bile, keçe kürdamsin böyle biline. Sözleri Sivan Perwer yazdi, Sezen Aksu besteledi bu aski…”
Stockholm sokaklarinda çekilmis klibin görüntüleri de, sözler de, telaffuz da, trompet, darbuka, davul, zurnadan çikan sesler de dinleyeni ayri çekiyor içine. Hakan Vreskala Isveç’ten sesleniyor; “Yasasin halklarin aski!” diye. Sandigimiz gibi Isveç’te yasayan bir Kürt degil. Aksine tipik bir beyaz Türk, Izmirli. 10 yildir Isveç’te; sokaklarda, dügünlerde müzik yapiyor, alti yil Siwan Perver’in arkasinda çalmis. Perküsyon delisi, müzikal çesitliligi almis basini yürümüs bir adam.

Isveççe, Türkçe, Kürtçe söylüyor. Ne tam Türk, ne Kürt, ne Isveçli. Daha çok bir Çingene çalgicisi gibi. Ilk dinleyiste bizi kalbimizden vuran ‘Kurdî Nizanim’ ve ‘Blocket’in klipleri internette dolasmakta. Naçizane öneri, ‘Kurdî Nizanim’i izleyip, muhabbete öyle katilin… Caniniz çekerse de bu gece Haymatlos’a gelip, Vreskala ve grubuyla cosmaya buyurun.

Kimsiniz siz, nerelerdeydiniz?
Tipik bir Izmirliyim, beyaz, Sünni, Türk bir aile. Baba tarafi Makedonyali. Bornova Anadolu Lisesi’nde rock grubumuz vardi. Bateristtim. Üniversite, solculuk, halk müzigi derken perküsyona kaydim. ITÜ’de jeofizik mühendisligi okudum. Konservatuvara takilirdik. Müzik yaparak ülkeyi gezdik. Politik durumlardan dolayi atildim. Askerlik bastirdi, Isveç’e gittim. Bir, iki ay sokakta kaldim. 10 yildir Isveç’teyim. Konservatuvara girdim, binlerce kisi basvuruyor, iki kisi aliyorlar.

Sokak müzisyenligine basladiniz…
Darbuka çaliyordum. Ayagimda bir tef, bacagimda bendir, darbuka. Ufak bir kitlem vardi. Sapik gibi çaliyordum. Duramazsin da kar yagiyor, eksi 10… Ritmin üzerine bir sey söylemeye basliyorum, dans ediyorum… Hâlâ çaliyorum bazen. Turneler oldu, tiyatro, film müzigi yapmaya basladim. Konservatuvari biraktim, zaman yetmedi. Sivan Perwer’le çalmaya baslamistim.

Sivan Perwer’le nasil kesisti yollar?
Telefon geldi, Darth Vadder gibi bir ses, “Merhaba, ben Sivan Perwer.” Allahin belasi bir telefon ama sanki içinde baslar var, chorus, her türlü efekt var. “Ritim çaliyormussun.” “Evet abi, çaliyorum…” Öyle basladi. Çocugum olunca ara verdim.

Göçmenlerle müzik yapiyorsunuz…
Yugoslav göçmeni, Iranli, Kürt, Süryani var. Hepsinin ana perküsyonu davul, darbuka, çaldigim seyler. Süryani dügünlerinden Kürt dügünlerine müzik yapiyorum, ertesi gün krala sufi müzigi çalabiliyorum… Her gün kimlik degistiriyorsun. Iki hafta önce Ceylan’a çaldim bir dügünde. Bir gün sonra Oslo’da rock söyledim. Sizofrenik bir durum. Gelmeden, bir Süryani’nin vaftiz töreninde davul zurna çaldik. Oslo’dan dünya müzigi festivaline çagiriyorlar. Nasil anlatacagimi bilmiyorum. En büyük korkum “Ne tarz müzik yapiyorsun?” muhabbeti.

Sarki yapmaya nasil basladiniz?
Kadinlar çocuk yapinca anne oluyor, erkekler sair oluyor hesabi. Baktim ki sarki yapabiliyorum. Devlet tiyatrosu için ‘Duvara Karsi’ rock operasinin müziklerini yaptim. Sarkici oldum o is bittiginde! Aslinda darbukaciyim. Sesime de tahammül edemiyorum. Gitarlari kendim çalmisim, darbukalari, vokalleri… Beni kandirdilar; “Artik kolay, evde stüdyoyu kur.” Oglani anaokuluna birakiyorum, mikrofonu kuruyorum, çaliyorum, oglani aliyorum, yatiriyorum. O uyurken elektrogitar çaliyorum. Isveç’te süper gurbetçi bir kulübümüz; ‘Klubb East’n’bul’. ‘Domdom kursunu degdi’yi çaliyoruz. Oryantal punk grubuyuz.

Kurdî Nizanim’in öyküsü nedir?
Benim için bir terapi gibi bir sey.

Kürtçe bilmiyorsunuz degil mi?
Gördügün kadar. Ez di çime, yek, du, se… Kürt bir kiz arkadasim vardi. Sirinlik yapacaksam ‘xezala min, delala min’… Haberleri okuyarak kafayi yiyorum. Bu kadar katliam, köylerin bosaltilmasi, iskence, linç propagandalari… Baska ülkeye uygulasan katliamlar, iç savaslar çikar. Türkler, Kürtler iyi dayandi. 70’lerin sonunda dogdum, son solcu kusagiz. Evrensel anlamda solculuk kaldigina inanmiyorum. Sirri Süreyya gibi insanlar kaldi, tek tük. Gelen kusak biraz daha nefret kusagi, Türkler de Kürtler de. Bu beni korkutuyor. Amacim bir nüans yakalamak. Direkt politik parçalarim da var ama bu nüansa yönelik bir sey. Eyleme niye giderim, benim gibi düsünen insanlar oldugunu bilmek için. Parça yapmanin tek sebebi buydu; kendi üzerimden çikip bu nefret dalgasini kirabilmek. Bunu yapacak materyalim vardi; çift dilli bir ask. Ben Izmirliyim, o Silvanli. O Sezen Aksu hayrani, ben Sivan Perwer’le çalistim yillarca.

Stand-up’da neler anlatiyorsunuz?
O da terapi gibi. Isveç’te de kafayi yedirten seyler oluyor. Bir sürü yönün varken, birine indirgenmen çok itici. Göçmensen, göçmen isleri yapacaksin mesela. Bunun üzerine agzima geleni söylüyorum. Dügünlerden de bahsediyorum. “Dügünümüz var” diyor adam. Basliyorum polis gibi; “Kürt müsün, Türk - Radikal


"Fem frågor till Hakan Vreskala i Efkar"

1. Berätta om Efkar, vad spelar ni för musik?<br>&nbsp;? Vi brukar säga att vi spelar musik från Anatolien, som är ett geografiskt område i Turkiet. Men det är en ganska mångkulturell beskrivning, vi är turkar men musiken är inte homogent turkisk utan vi har en stor blandning av folk och musiken vi spelar kommer från många olika håll. <br>2. Men kan man kalla det för turkisk musik?<br>&nbsp;? Ja, alltså det är turkisk musik, men vad är det egentligen, jag menar vad är svensk musik? Det är svårt att beskriva det så även om det är folkmusik.<br>3. Jag läste om er på internet och jag måste erkänna att slagverk nog var det enda instrumentet som jag kände till, vad är det för slags instrument som ni spelar på?<br>&nbsp;? Haha, jag förstår det. Dels spelar vi på cura saz som är ett stränginstrument som är något av turkisk musiks motsvarighet till den västerländska gitarren. Sen har vi en del olika blås och ett slags gammalt piano som man har på knäna när man spelar. Själv spelar jag trummor.<br>4. Och tidigare har du varit trummis i ett punkband, hur pass mycket punk är Efkar?<br>&nbsp;? Det är jävligt mycket punk. När vi spelar bröllopsmusik så är det ofta helt sanslöst svängig och svettigt. Jätterockigt faktiskt.<br>5. Kan man vänta sig mycket svett och dans på lördag då eller?<br>&nbsp;? Alltså vi spelar som alla faser och alla grader. Man måste ha bra koll på publiken och först värmer vi upp, för att sedan höja allt stegvis. Vi börjar med fin stämning men tillslut blir det ofta svettigt och mycket dans. Men vi är ett spontant band och har ingen fast repertoar, så vi får se då hur det blir.<br> - Norrbottens Kuriren


Discography

Her Köyde Bir Deli Var, Favela Records, 2012

Her Köyde Bir Deli Var
Kurdi Nizanim
Dagilin Lan!
Omuzdan Tutun Beni
Bana Bir Söz Kalmadi
Nesli Tükenmekte
Blocket
Padisahim Çok Yasa
Tüm Hayatim
Ez Xelefim

Online streaming:

http://www.ttnetmuzik.com.tr/#album-Her_Koyde_Bir_Deli_Var-263178

Photos

Bio

1979 : born in izmir, Turkey
1991 : starting´BAL´ high school certainly changed my life
1982 : first gig, playing drums (without hi-hat ) with my trash-metal band tomblife at punt bar.
1996 : moving to istanbul to become an engineer at "istanbul technical university", ending up a darbuka player instead.
2001 : moving to stockholm to take over the world, ending up a street musician instead.
2001-2005 :
studies at ´KMH´ Royal Music Academy
becoming a, consecutively : wedding photographer, wedding drummer, wedding singer, wedding organizer...
touring in turkey , sweden and europe with several bands and musicians.
composing music for theater plays, films and performing child plays
2006 : becoming a father; getting a tattoo and starting writing songs..